Davutoğlu: Şu andaki konumuz koalisyon için her şeyi yapmaktır

Güncelleme Tarihi:

Davutoğlu: Şu andaki konumuz koalisyon için her şeyi yapmaktır
Oluşturulma Tarihi: Haziran 18, 2015 00:38

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Show TV'de canlı yayında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Haberin Devamı

Davutoğlu, "Milletvekili seçimi sonuçları sonrasında 'biz bu mesajı aldık' deniliyor ama içeriğine değinilmiyor. AK Parti ne mesajı aldı?" sorusuna karşılık, yüzde 41'lik seçim sonuçlarının aslında bir başarı olduğunu ancak diğer seçimlerdeki yüzde 49, yüzde 45,5 gibi oranlardan yüzde 41'e inilmesinin değerlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Parti içi organların tüm toplantılarında bu konuyu açtıklarını, çok detaylı bunun tahlilini yapmalarının mümkün olamadığını ifade eden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"12 yıllık iktidar, şimdi düşünün, şahsi hayatımızda da 12 yıl süren bir başarı hikayesinin arkasında bazen aşırı bir öz güven oluşma ihtimali vardır. 12 yıllık güç kullanımının getirdiği ola ki yanlışlıklar olabiliyor. Bir takım güç kullanımından gelen çok olumlu, çok güzel özellikler dışında, bazı aksamalar, yanlış anlamalar, yanlış algılar oluşmuş olabilir. Bunlar şu gerçeği ortadan kaldırmıyor. Çok geniş bir cepheyle mücadele ettik ve hakkımız da ne kadar büyük bir komplocu bakışla bir siyaset mühendisliği üzerinden Türkiye'de bu seçimlerde neler yapıldığını herkes görüyor, yurt içinde yurt dışında. Bütün bunları kabul ederek ama biz yine de kendi içimize bakmak durumundayız."

Haberin Devamı

"Yeni Türkiye için AK Parti’nin de yenilenmesine ihtiyaç var"

Seçim sonuçlarına ilişkin, gençlerin yanı sıra il başkanları, belediye başkanları ve 12 yıl önce AK Parti içinde mücadeleye başlamış ve tecrübe yaşamış olanlarla istişarede bulunduğu anlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Atılması gereken adımlar, önemlidir. 12 yıllık miras büyük bir miras ve AK Parti şu anda dünyanın en geniş tabanlı siyasi örgütlerinden biridir. Hiç şüphe yok. Türkiye’nin ise en geniş tabanlı siyasi tek örgütüdür. Çünkü bütün illerde teşkilatımız var, bütün illerde ana kademe, bütün illerde kadın kolları, bütün illerde ve ilçelerde gençlik kolları var. Bu yapının, 12 yıllık bu büyük mirasın üzerinde, birtakım dediğim gibi aksamalar doğmuşsa şimdi tam vaktidir. Birçok teşkilat mensubunun söylediği; ‘AK Parti’nin yenilenmesi, yeni Türkiye için AK Parti’nin de yenilenmesine ihtiyaç var görüşü’, halkımızın verdiği mesajlardan biridir.”

Haberin Devamı

"Oy vermeyen kitle benim için önemlidir"

Davutoğlu, seçim sonuçlarıyla ilgili sadece parti teşkilatı içinden değil dışarıdan da bazı araştırmalar yaptırdıklarını belirterek, "Bize oy vermeyen kitle, benim için önemlidir, kriterdir ve araştırmalarda onu sorarım; ‘AK Parti’ye oy verebilirim’ diyen kitle ile ‘AK Parti’ye oy verdim’ diyen kitle arasındaki oran farkı çok önemli. Biz geçmiş yıllarda bunun daha büyük olduğunu görüyorduk. Yani gri alan daha büyüktü ve biz gri alana hitap edebiliyorduk. Şimdi bu alan daralmışsa ki daraldı bunun niye daraldığını sormak benim görevim" dedi.

"Görevi ondan alırım"

Eleştirinin samimi ve içeriden olması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, "Benim görev verdiğim bir arkadaşım, dışarıdan bir dille eleştirmeyle kalkarsa o görevi ondan alırım hiç tereddüt etmeden. Kendisini içine koymadan başarıya yürüyen, daha doğrusu kendisine odaklı bir şekilde başarıya yürüyüp neticede kendisini içine koymadan eleştiri yapmaya kalkan birinin ahlaki tutarlılığı yoktur, AK Parti çatısı altında da yeri yoktur. Herkesin dürüst bir şekilde o yaklaşımı sergilemesi lazım. Bu konuda da bir kültür değişimi yaşanacaksa bu AK Parti içinde yaşanacak bir kültür değişimi ve siyasetin doğasının, zihniyetinin, kültürünün değişmesinin ben bu yolla AK Parti'den diğer yapılara da sirayet ederek gelişeceğini düşünüyorum" dedi.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın görev vermesi durumunda CHP ve MHP'nin yanı sıra HDP ile görüşüp görüşmeyeceğine ilişkin soruya ise Davutoğlu, "Teamüllerin bir gereği olarak, Türkiye'de halkın verdiği oylara saygının bir gereği olarak, yüzde 13 oy almış bir partiyle 'ben görüşmem' demek zinhar ben hiçbir zaman söylemedim, söylemem" yanıtını verdi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın bir açıklama yaptığında Kandil'den hemen bir düzeltme veya açıklama geldiğini söyleyen Davutoğlu, "Demek ki dikkatlerimizin kesilmesi gereken bir başka şey var. Onun için ben 'paraleller artık bir değil' demiştim seçimde. Bir başka paralel de ses veriyor" dedi.

"Kimse Türkiye'yi delilsiz bir şekilde suçlamaya kalkmasın"

Haberin Devamı

Davutoğlu, Azaz bölgesinde muhalefetin bir kaç günde 8-10 köyü kaybettiğini, rejim ve DAEŞ tarafından arkadan saldırıya uğrayınca birliklerini Azaz'ın doğusuna kaydırdığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Bu tabloyu bu kadar açık bir şekilde anlatmamın sebebi şu: DEAŞ ile işbirliği yapan DEAŞ ile rejimin hangi subayının nerede, nasıl görüştüğünü, rejimin hangi unsurlarının PYD ile nerede görüştükleri bizde mahfuzdur. Kimse Türkiye'yi delilsiz bir şekilde suçlamaya kalkışmasın. Bütün bunlardan kaçan masumlar bize geliyor, birileri Suriye'de çirkin ve kirli bir oyun oynuyor. Bu oyunun mağdurları, hiçbir terör eylemi içinde olmayan Suriyeliler. Suriye'nin geleceği için tek umut kaynağı olan Özgür Suriye Ordusu'na karşı rejim ve DEAŞ, DEAŞ ve PYD değişik dönemlerde işbirliği yaptılar."

Haberin Devamı

Davutoğlu, Suriye'de yaşanan gelişmelere ilişkin soru üzerine, bölgede bir göç dalgası yaratıldığını belirterek, "Göç dalgasıyla yapılmak istenen demografiyi değiştirmek. Bütün Orta Doğu'da haritayı yeniden şekillendirmek" diye konuştu.

"Kılıçdaroğlu her sinyalle yolu kapatıyor"

"Koalisyon konusunda en sıcak bulduğunuz senaryo nedir?" sorusu üzerine. "Bana şu sıcak geliyor" demenin, diğer ihtimalleri düşürebileceğine işaret eden Davutoğlu, kendi konumundaki birisinin bunu yapmaması gerektiğini söyledi.

Zihnindeki düşünceleri, analizleri arkadaşlarıyla paylaştığını belirten Davutoğlu, ilkesel parametreleri ortaya koymanın ve bunun etrafında konuşmanın önemli olduğunu kaydetti. Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu, verdiği her sinyalle bir yolu kapatıyor, yanlışı da burada. 14 madde koyuyor, bunları koalisyon protokolünü yazarken konuşacağız" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Koalisyon mu güçlü bir ihtimal gözüküyor ya da erken veya tekrar seçim mi?" sorusunu yanıtlarken, "Bir plan üzerinde yürürken alternatifini düşünmem, alternatifi sonraki aşama, şu andaki konumuz koalisyon için her şeyi yapmaktır. Erken seçim sopasını göstereyim koalisyona razı edeyim diye bir şey de düşünmedik dikkat ederseniz, hiç öyle bir usul de benimsemedik" diye konuştu.

Türkiye'de bütün kurumlara saygının esas olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, "Türkiye'de istikrar isteniyorsa bütün kurumlara saygı esastır. Cumhurbaşkanlığı makamı yok sayılarak ya da ona saygısızlık edilerek bir yere gidilmez" dedi.

"MERTÇE GEREKİRSE KIRAN KIRANA BİR PAZARLIK SONUCUNDA..."

"Bir gensoru verilir size. Sizden daha o çok küçük azınlık partisi, bir başka partinin insafına bırakılmış olur. Onun yerine mertçe, gerekirse kıran kırana bir pazarlık sonucunda, bir ortakla doğru dürüst bir şirket kurmayı tercih ederim.

İlk borçlandığımda gidip birinden borç almak gibi bir zilleti yaşamaktansa 'senin paran şu, benim param bu. Birlikte bir şirket kuracağız. Dürüstçe kuracağız, birbirimize güvenerek kuracağız ve yürüteceğiz bu şirketi. Şirket derken Türkiye'yi şirket gibi gördüğümden değil, bir ortaklık şeyi vermek için ve herkesi memnun edeceğiz' bunu diyecek dürüst, samimi bir muhatap bulduğumda ben koalisyon kurmayı tercih ederim.

Her seferinde, alacağın her kararda, masada oturmayan, Bakanlar Kurulu'nda oturmayan bir başka partinin tahakkümüne belki de etmeyecek ama, o ihtimal dahi... 'CHP, MHP, azınlık hükümeti, HDP dışarıdan destek versin' demek; orada Sayın Bahçeli haklı. Her kararı, Kandil'de onaylatmak anlamına gelir. Böyle, bir şeye ben razı olmam. Bunu HDP için söylemiyorum. Bunun yerine, kim bize azınlık hükümeti için destek verecekse 'Gel arkadaşım, gel kardeşim, oturalım. Sen ne istiyorsun? Benim gücüm ne? Adil bir paylaşım ne? Temel ilkelerimiz ne? Oturup, koalisyonların anayasası mahiyetinde olan protokolü birlikte yazarız. Herkes de o protokole uyar. Ben de bilirim, protokolün ilkeleri şudur ve bu ilkeler içinde hükümet etmenin fazileti budur."

Azınlık hükümeti formülünün ne zaman olabileceğine ilişkin açıklama yapan Davutoğlu, "Bütün bunları deneriz, başka da yol kalmaz. Görüyorsunuz Suriye sınırında olanları. Bir taraftan koalisyon konuşulurken, dikkat ettiyseniz demin Suriye haritasını köy köy neredeyse sayacak kadar da olayı takip etmekteyim. Onu takip edeceksiniz" diye konuştu.

"En son şeylerden biri olarak azınlık hükümeti denenir"

Dünyada ekonomik kriz yaşandığını vurgulayan Davutoğlu, "Türkiye'nin bu kadar kritik bir ortamda hükümetsiz kalmaması için en son şeylerden biri olarak azınlık hükümeti denenir. Buna da kapıyı kapatmayız. Her opsiyona kapatmadığımız gibi ama başta niyetimiz onunla başlamaz. Dürüstçe bir diyalogla koalisyon" değerlendirmesinde bulundu.

"Koalisyon hükümeti konusunda, muhalefet partilerinden hiç mi olumlu sinyal yok? Sizin de bu konuda bir ön şartınız, bir kırmızı çizginiz olacak mı? Hala bunu mümkün görüyor musunuz?" şeklindeki soru üzerine Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bunu, ilk anda söyledim ben, diplomatik müzakerelerde kırmızı çizgi tabirine inanmadım. Bu, öyle bir şey değil ama ben başdanışman ve Dışişleri Bakanı olduğumda onlarca arabuluculuk görüşmesi ve bu tür ortaklık müzakereleri yaptım. Neyin, neyi engellediğini bilirim. Kırmızı çizgiyi baştan çizen kim olursa olursun ve bunu deklare eden isteksizlik de beyan etmiş olur. Varsa, senin için önemli bir konu, bunu masaya oturursun 'bunu benim için aşılmaz bir konudur' dersin.

Ama kamuya dikte ettiğiniz anda sanki 'siz güçlü tarafsınız da karşı tarafa bir şeyi dikta ediyorsunuz, intiba verirsiniz. Bu sefer, karşı taraf da gücünü göstermeye başlar. 'Benim, kırmızı çizgilerim de şu' der. Kamuoyu bakar, 'ya bu kırmızı çizgiler de hiç pembeleşmiyor, pembeleşme şansı da yok. O zaman bunların ikisinden de üçünden de ümidimi keseyim' der. Kaos böyle başlar."

Sorumlu bir siyasetçinin, siyaseti kırmızı çizgiler, tabular, yasaklar, duvarlar arasında yaşamaması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Varsa bile zihninde bunlar, tabiki bizim için terk edilmez ahlaki ilkeler var benimsediğimiz, siyaset içinde. Türkiye'ye getirdiğimiz bir yer var. Bu yerden geri gitmemek için düşündüğümüz şeyler var ama ben onu ortağımla oturup konuşurum" dedi.

Bunu evlilik üzerine bir örnekle açıklayan Davutoğlu, "Yürümesini istediğiniz bir nikah yapacaksınız ve 'benim şunlar kırmızı çizgimdir' dediğinizde, nereye gider o. İyi niyet ve irade burada önemli. İyi niyet, işi başlatmak için önemli. İrade, işi bitirmek için önemli" diye konuştu.

Davutoğlu, kendilerinin iyi niyetli olduklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Bizde iyi niyet var ve açığız. İrade de var. Muhatap olduklarımızda da bu olduğunda mesafe alacağımıza ben inanıyorum. Bu konuda da düşüncelerimiz son derece açık.

Diğer yerlerden gelen mesajlara baktığımda açıkçası, aslına bakarsanız siyasi geçmişleri itibarıyla de Sayın Bahçeli, bizden çok önce siyasete girmiş birisi. Sayın Kılıçdaroğlu, ben büyükelçi olarak görev yaptığım dönemde de siyaset içindeydi. Benden önce de genel başkan oldular ama baktığımda bunu ben, kendine güvenen olgun siyasi tavırlar olarak görmüyorum. Her gün bir formül bir başka formül üretmek. Yüzde 60. Şimdi, yüzde 60 çöktü Bahçeli'nin açıklamalarına. Böyle olmaz. Sen kendi istişareni yap, müzakereye açık ol. Karşı taraf geldiğinde de şunları şunları...

Şimdi şey veriyorlar. Altan alta döne. Dönüşümlü başbakanlık. Allah aşkına, şu rakamlara bir baksınlar, aynaya bir baksınlar. Bir şey getirirken makul olmak icap eder. Eşyanın doğasına aykırı bir şey yürür mü? Dönüşümlü başbakanlık olacak, bu yetmez. İlk başbakan da Sayın Kılıçdaroğlu olacak. Burada zorlanmaması gereken şey, eşyanın doğası. Matematiğin doğası da zorlanmamalı, zorlayıcı, bir yerde patlıyor. Yüzde 60 diyorsun, matematik tutmuyor, çöküyor iş. Siyasi etik de zorlanmaz."


"Cumhurbaşkanlığı makamı, hele hele yok sayamazsınız"


"Pazarlığı yüksekten başlatmak gibi bir tavır ve tutum içindeler. Belki, normal sayılabilir koalisyon öncesi bunlar. Sanki her parti bu görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'nın pozisyonu tartışma konusu haline getirmekle çok fazla ilgili gibi görünüyor. AK Parti, bu müzakerelerde Cumhurbaşkanının konumunu tartışma meselesinde nerede duracak?" sorusu üzerine Davutoğlu, şu yanıtı verdi:

"Çok açık bir şekilde Cumhurbaşkanımıza ve Cumhurbaşkanı makamına yönelik her saldırı, hakaret bize yöneltilmiş' derim. Bunu, ben bir kırmızı çizgi olarak şu anlamda görmüyorum. Kırmızı çizgi, sizin ürettiğiniz bir şeydir. Cumhurbaşkanlığı makamı ise Türkiye'de anayasanın çizdiği bir makamdır.

İki şeyi tartışabilir misiniz? Geçen sene Sayın Cumhurbaşkanımız yüzde 52 oyla seçildi. Tarihi akışı geriye döndürebilir misiniz? Sizin de adayınız vardı Sayın İhsanoğlu, ortak aday. Seçilemedi. Bunu, meşruiyet şeyi yapabilir misiniz?

Anayasal çerçevede diyor ki 'Hükümet görev kurma yetkisi, Cumhurbaşkanı tarafından yapılır' ve bunun da çerçevesini çiziyor. En büyük partiye verilir. Anayasa bunu söylerken, Cumhurbaşkanlığı makamını tam da bu süreçte tartışmaya açmak ne anlama gelir? 'Ben, ya başbakanlık görevini almak istemiyorum. Çünkü, o Cumhurbaşkanı verecekse almayacağım ya da şurada verecekse almayacağım' demek... Anayasa, 'Sen, görevi ancak Cumhurbaşkanından alırsın' diyor. Anayasa'ya saygı göster."

Davutoğlu, kendilerinin "bu anayasayı benimsemediklerini söylediklerini" belirterek, "12 Eylül anayasası anlamında, değiştirme irademizi de söyledik. Sivil anayasa ama, bu anayasaya uymak benim görevim" diye konuştu.

Başkanlık sistemine geçilmesinin doğru olduğunu her zaman söylediğini dile getiren ve mevcut sistemi eleştiren Davutoğlu, "Bu sistem, parlamenter sistemi budamış bir sistemdir. Vesayetçi, 12 Eylül tarafından. Gerçek bir parlamenter sistem olsaydı, bu handikaplarla karşılaşılmazdı. Gerçek bir parlamenter sistemde, Sayın Cumhurbaşkanımız, partinin kurucu genel başkanı olarak Cumhurbaşkanı olmayı düşünmeyebilirdi. Çünkü, siyasi güç burada. Parlamenter sistem olsaydı" dedi.

Bunu halka anlattıklarını, arz ettiklerini, beyannameye koyduklarını anımsatan Davutoğlu, "Ama olmadı. Şimdi, şu andaki bizim meselemiz, bir öfkeyle bir fevri tutumla hele hele herkesin üzerinde ittifak etmesi gereken Cumhurbaşkanlığı gibi bir makam üzerinden yeni bir tartışma başlatmak değil. Bir an önce ülkeyi, işleyen bir hükümete kavuşturmak. Hala, bunun fark etmemiş görünüyorlar, hala rövanşişst bir tutum içindeler. Bu, doğru bir şey değil. Varsa, eleştirileri, yapmaya devam ederler. Beni de eleştirirler" dedi.

Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı makamının eleştirilemez olmadığının altını çizen Davutoğlu, "Ama, hakaret edemezsiniz, hafife alamazsınız, hele hele yok sayamazsınız. Meşruiyetini yok sayamazsınız" dedi.

Davutoğlu, bunun herkes için geçerli olan bir kural olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O zaman yapılması gereken ne? Kılıçdaroğlu, başbakan mı olmayı arzu ediyor? Eğer ikna ederse MHP'ye HDP'yi, olabilir de ama nihayet, o başbakanlık görevini ona kim verecek? Cumhurbaşkanı, Anayasa'ya göre. Başbakan olduktan sonra kabineyi kim onaylayacak? Cumhurbaşkanı. Sonraki her aşamada, üçlü kararname ile Başbakan olarak başbakan imzasıyla her kararı, Cumhurbaşkanının huzuruna gidecek ve orada onaylanacak. Bunları, yok sayabilir misin?

Sen, 'Cumhurbaşkanı, anayasal çizgiye çekilsin' diye çağrı yaparken, sen Cumhurbaşkanının anayasal çerçeve içindeki konumunu tartışırsan, bunun bir karşılığı olur mu? Soğuk kanlı bir şekilde yapılması gereken husus çok açık."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!